Aile İçi İletişim/Çatışma Çözme Becerileri

İletişim, bir şeyin (mesaj) diğer kişinin (alıcı) anlayabileceği duruma getirildiği amaçlı bir eylem olarak tanımlanır. İletişim kurarken iletişimi başlatan kişi iletişim kurmak istediği hedefteki kişiye vermek istediği mesajı doğru iletip iletemediğini anlamak için mesajın niteliği çok önemlidir. Mesaj doğru yöne gidiyor mu, içeriğinin ne olduğu ve hedefteki kişide istene etkiyi gösterebiliyor mu? Bunları değerlendirmek gerekir. Başarılı iletişimin temel koşulu; her bireyin diğerinin bakış açısını göz önünde bulundurarak ortak bir gerçekliğe varmaları olarak gösterilmektedir.

Aile yaşamında iletişim, ailenin sadece kişilerden oluşan bir birlik değil, aynı zamanda duygusal bir birim olması sebebiyle aile içindeki her bir bireyin davranışı ya da kişiliği sürekli aile sistemini etkilemesi yönünden oldukça önemlidir.

 

Aile İletişim Modelleri

 

Tekelci İletişim Modeli: Genelde geleneksel geniş ailelerde ortaya çıkan modelde, iletişim tek kişiye odaklıdır. Aile üyeleri bu kişinin söylediklerine uymaz ve kabul etmez ise çatışma yaşanır.

 

Dengesiz Dağılan İletişim Modeli: Karşılıklı iletişim sürecinde kişilerden birisi daha çok baskın özellikler göstermektedir. Genellikle ilişkide etkili olan kişi daha zeki, bilgili çekici gibi artı bir özelliğe sahip olduğu için böyle davranmaktadır. Bu iletişim modelinde kişiler arasında sürekli çatışmalar yaşanmakta ve çatışma durumunda üstünlüğünü kullanarak hareket etmektedir, genelde çatışmayı kazanan taraftır.

Dengeli Dağılan İletişim Modeli: Aile içindeki bireylerin eşitliğe önem verdiği görülmekle beraber, her bir aile üyesinin farklı alanlarda belli bir uzmanlık ya da otoriteyi elde tuttukları görülmektedir. Örneğin; kadının ev işleri ve çocuklarla ilgilenirken erkek dışarıdaki işlerle sorumludur. Bizim toplumumuzda genelde bu model ağır basmaktadır.

Eşitlikçi İletişim Modeli: Aile içindeki her birey iletişime eşit düzeyde katılmaktadır. Aile ilişkilerinde lider yoktur. Temeli eşitliğe dayana bir iletişim kurulduğu için yapısı zaman içinde oluşur. Her bir üye diğerine benzer şekilde güvenirliliğe sahiptir. Aile üyeleri arasında çatışma çok az sıklıkla çıkıyor olsa da bireyler farklı duygu düşüncelerini dile getirerek bu ayrılıkta dahi uyum arayışı içindedirler. Modeldeki karşılıklı oklar her bireyden diğerine doğru eşit bir iletişimi temsil eder. En sağlıklı model budur.

 

Çatışmaya Yol Açan İletişim Engelleri

  • Yapmacık Kabul: Görünürde çocuğun davranışlarını kabul eder gibi davranmak ama içten kabul etmemek ve sözsüz mesajlarla bunu çocuğa iletmektir. Örnek olarak; “çocuk geç yatmak istiyor, anne geç yatmayı kabul ettiğini söylüyor ancak ses tonu ve mimiklerinden bu durumdan kızgın olduğunu belli ediyor” gösterebiliriz. Burada kaşlarını çatması sözsüz iletidir. Bu durum çocuğun karmaşık mesaj almasına yol açar. Bu durum çocuğun onaylanmadığını hissetmesine neden olabilir, benlik saygısına zarar verebilir.
  • Doğru Aynalama Yapamamak: Aynalama; çocuğun duygusunu anlamak ve çocuğa geri yansıtabilmektir. Doğru aynalama yapamamak iletişim engelidir. Örneğin; Ali:”Büyük çocuklar oynamaya başladıkları zaman topu yakalama şansını yitiriyorum”. Baba: “Büyük çocukların olduğu yerde topu yakalama şansını yitirmen seni çok üzüyor olmalı”. (duyguda empati kurmayı sağlar, çocuğun duygularını ifade edebilmeyi öğrenmesini sağlar)
  • Sen Dili: Çocuk ailenin kabul etmediği bir davranışta bulunduğunda ya da kabul çizgisini aştığında doğru iletişim ile çocuğa hissettiğimiz duygunun iletilmesi gerekilir. Sen dili ile kurulan iletişim çocuk ile ailenin arasında çatışma oluşmasına neden olabilir.
  • Üçgenleşim: İdeal olanı duygusal ilişkilerin iki kişi arasında yaşanmasıdır, fakat pratikte bunu yakalamak zordur ve üçüncü bir nesne bu ilişkiye katılır. (Çocuk, kayınvalide, arkadaş)
  • Eşler arasındaki sorunun çocuğa yansıtılmasıEşler, sorunlardan kaçmak için çocuğun üzerine daha fazla düşerler, kendi sorunlarını genelde görmezden gelirler. Bu durum çocuğun kaygı düzeyini arttırır. Çocuğun aileden farklılaşamamasına neden olabilir.

 

Çatışma Çözme Becerileri

 

Dışsallaştırma: Dışsallaştırma yapmak problemi objektif değerlendirebilmeyi sağlayan bir tekniktir. Bu teknik ile problem kişiden bağımsız, ayrı bir mevcudiyet kazanır ve dolayısıyla kişiye ya da ilişkiye atfedilen problem olmaktan çıkar, onların dışında kalmış olur. Bu sayede de problemin gücü zayıflar, kişiler arası suçlama azalır. Çözüm için çabaya teşvik eder.

Etkin Dinleme: Karşımızdaki kişinin duygularının doğru anlaşılmaya çalışılması, ne anlama geldiğinin çözümlenmesidir. Çözümlemenin doğruluğunu sınamak üzere kendinden bir şeyler katmaksızın kendi sözcükleri ile karşıdakine geri iletilmesidir.

Ben Dili: Ebeveyn tarafından çocuğa iletilmek istenen mesajın davranışa yönelik ebeveynde oluşturduğu duygu aktarılmaya çalışılır. Suçlayıcı değildir. Davranışa yöneliktir. Özele ve o ana yöneliktir. İletişimi zedelemez ve ilişkiyi güçlendirir. Ben iletisi alan çocuk başkalarını düşünmeyi de öğrenir. Anlaşmazlıkları azaltır. Sorumluluk duygusunu geliştirir. İşbirliğine yönelik istek uyandırır.

Kabul Alanın Açık ve Net Olması: Aile içi sınırların tüm aile bireylerinin ortak kararı ile belirlenmesi, farklı durumlarda sınırların esnetilebilineceğinin çocuğa iletilmesi (yanlış mesajın gitmesinin engellenmesi için). Anne-babanın duygu durumunun kuralları değiştirmemesi. Farklı durumlar kastedilirken (misafir gelmesi-tatil zamanı) okul zamanındaki kuralların değişmesi gibidir. Ebeveyninin duygu durumu sınırların esnetilmesinde bir sebep olmamalıdır. Başım ağrıyor o yüzden ders yapmana yardım edemem dersini yapma boş ver demek gibi.

 

Uzman Klinik Psikolog

Hande UYSAL

 

 

                                                                                                                                                                            Çocuklarda Regresyon ve Nedenleri başlıklı yazımızı okumak için tıklayın!

WhatsApp chat